11 Şubat 2009 Çarşamba

İnternet ve Müzik

Özellikle geceleri yatarken bir çok proje aklıma gelmiştir. Bunlardan çoğu, alakasız ve olmayacak şeyler genelde fakat üzerine çalıştığım işlere dair de tıkandığım konuları yatağa uzandığımda aldığım düşünce vakitlerine çözmüşlüğüm vardır. Türkün aklı ya sıçarken ya kaçarken gelir minvalli söz vardır fakat ikisinde de kafama a.k. partisi ampülü gibi ampüllerin çaktığı çözümler yer etmiyor genelde. Tamam kaçarken veya iyice köşeye sıkışıldığı vakit fantastik çözümler üretilebiliyor.

Neyse efenim, tipik bir hesaplayan adam oluğumdan dolayı, bir sistem üzerine matematiksel çözümler üretip her hesabı bir yere kondurmayı seviyorum. Bunlar zaman zaman bir firmanın gelir gider dengelerinin nasıl daha üzenli olabileceği üzerine oluyor ya da bazen daha önce yazığım bölgelsel kültür merkezi mevzusundaki gibi zaman temelli matematiksel kondurmalardan oluşuyor.

Müzik ve korsan konusu da zaman zaman kafamı kurcalayan etmenleren biri. Geçenlerde, Müzik ile alakalı bir birliğin başkanı olan Orhan Gencebay bir programda, ülkede yıllık tüketilmesi gereken albüm ve müzik ürününün 200 milyon seviyesinde olduğunu duyurmuştu. Birim tam aklımda kalmamış o yüzden yalan söylemiş olmayayım. Fakat ya 200 milyon tl, ya da 200 milyon albüm satışı demek istemişti kısaca. Bu ülkede tüketilmesi gereken ve bu pazarı ayakta tutacak olan alışveriş ve tüketim ihtiyacı. fakat korsan durumlar nedeniyle bunun sadece %3 ü kadar albüm satılıyor demişti. Yani tüketilmesine tüketiliyor yine 200 milyon tl değerinde ürün fakat cd almak yoluyla değil.

Müzik, internet konusuna sonunda yeni açılımlar getirmeye başladı. Korsan konulu tartışmalarda yıllardan beri söylediğim şey "müzik üretenlerin ve yapımcıların interneti görmezden gelemeyeceği" yönündeydi. Yani Cd alma dönemi de bir tür teknolojik revizyona uğradı. Bunu artık kimsenin kaset almaması ya da ne bileyim plak almaması olarka genele yayabiliriz. Sadece nostaljik olarak bir şey hissedenlere hitap etme aşamasında bu araçlar. Ve yanlış anlaşılmasın, bunu çok asilce buluyorum. Fakat siz, yeni ürünü tümüyle görmezden gelip eski şekilde devam etmeye ısrar ederseniz o kolaylığı yakalamış olanlar arasından elbette ürün alanları kaybedeceksinizdir. Müzik piyasası, interneti dışlamak yerine ona adapte olmaya kendini vermeli diye uzun yıllar, internet üzerinden mp3 indirme konulu tartışmalarda görüş bildirdim. bu "sen korsanı destekliyorsun" diye algılandı bazı kimseler tarafından. Aksine korsanı destekleyenler (en azından internet üzerinden mp3 indirmeyle oluşan durumu) internete adapte olmayı tercih etmeyip eski kafayla devam etmek isteyenlerdir bence.

Nasıl ki Cd çıktığında kasetten daha kaliteliyse ve "kasetin sarması" gibi sorunları tarihe gömdüyse ve kolaylık sağladıysa internetin de bir üst seviye kolaylık sağladığı inkar edilemez. Şimdi siz insanlara kolay yoldan ulaşmak yerine illa bazı şeylere zorlarsanız(kalkıp cd almak gibi) insanlar zaten ellerinin altında bulunan ve daha kolay olan yolu tercih edeceklerdir. İşte tam da bu noktada, müzik birlikleri de buna adapte olmalı ki internetten indirilen mp3 ten yaşanılan kaybı telafi edebilsinler. Adapte olamazsa mecburen acı çekecektir müzik piyasası.

Ttnet müzik yenilenmiş. Powerclub ile birlikte bu yolda atılmış en önemli adımdır Ttnetmüzik servisi. Daha da ileriye gidilerek kaybın minimuma inebileceği bir sistem geliştirilebilir. Öncelikle Kültür Bakanlığı'nın da bu yolda istekli oluğunu belirtmekte fayda var. İstenilen şey öncelikle müzik birliklerini tek çatı altında toplamak. Bence de faydalı bir yaklaşım bu. Elbette ki herkesin ayrı örgütlenmelere girebilmesi doğaldır ve zaten de hakkıdır. Fakat bu örgütlenmelerin de bağlı olduğu bir üst yapı oluşturulmalı. bu müzik ile birlikte sinema ve oyunculuk için de geçerli olan bir çalışma halini aldı. Oyuncular da kendi birliklerini bir çatıya bağlı hale getirmeye çalışıyorlar. Elbette ki kültür bakanlığının destek ve katkısıyla. Şöyle diyeyim, geçenlerde konuyla ilgili tartışılırken bir otel müdürü şöyle bir şey demişti az çok. "Biz bir şarkının telifini alıyoruz ve onu çalabiliyoruz. Fakat ödemeyi almak için üç ayrı kurum geliyor. bize ödeme yapacaksın, hayır bize yapacaksın, hayır bize diyerek. Ben ödeme yapacağım ama hangisine?" İşte bu tam olarak durumu özetleyen bir anlatım aslında. Tek çatının gerekliliğini ortaya koyan.

Öncelikli iş olarak tüm müziklerin teliflerini almak için tek çatılı bir örgütlenmenin gerekliliğini söyledik. Peki sonra, Ttnet müzik üye olması gerçekten eziyete dönüşen bir yapıda. yok bilmem ne numarasından, adsl abone numarasına kadar on aşamalı bilgiler verilmesi gerekli oluyor. Bu tür internetten müzik indirebilme konusunda da çatı örgütün kendi web uygulaması gerekli olacaktır. Yeni, eski ve o örgüte bağlı tüm sanatçıların şarkılarının indirilebileceği. Bu indirme TTnette olduğu gibi bedava da olabilir fakat ben bu indirmenin ücretli yapılmasının gerekli olduğunu düşünüyorum. İnternetten yapılan alışverişlerde Kredi Kartı bilgileri verilirken her zaman bir endişe duyulur. Ve bu son derece de normal ve olması gereken bir psikolojidir bence. hele ki kriz nedeniyle kredi kartı borçlarını ödemekte zorlananların sayısı artmışken. Ödeme konusunda da yeni açılımlar geliştirilmeli. İşte tam da bu noktada farklı ödeme seçenekleri devreye giriyor.

Gsm operatörleri bu konudaki en uygun ödeme yöntemi olarak devreye giriyor. Türkiye'de yaklaşık 60.000.000 milyon cep telefonu kullanıcısı ve GSM operatörü abonesi var. Nüfusun %80 i diyelim. İşte bu çatı kuruluşun internet sitesine üye olan kullanıcılar üyeliklerini cep telefonları sayesinde tamamlayabilecekler. Üyelik formu sonrası cep telefonlarına bir tür şifrenin olduğu Sms gelecek ve o smsteki gönderilen şifre girildiğinde üyelik tamamlanmış olacak. Sonrası ise mp3 indirme başına faturasız hatlar için kontör düşme, faturalı hatlar içinse ücretlendirme yapılmak suretiyle cereyan edecek. Kredi kartı bilgilerinin ve amaç dışı para çekilme paranoyasının önüne geçilmesinin yanısıra opsiyonel olarak inirilebilecek her şarkı için şifre gönderme isteği ya da 10 şarkıda bir şifre gönderip indiren kullanıcının o cep telefonu kullanıcısı olup olmadığını onaylama işlemi gerçekleşebilir. İndirmeyi, hem ücretli hem de olabildiğince basit yola getirdiğimizi düşünüyorum.

Peki bu ücretlendirme içinde kim ne kadar pay alacak. Burası kurumların anlaşmasıyla belirlenebilecek bir durum fakat ben kafamdan şöyle bir oranlama çıkardım;
Şarkıyı söylene kişi (şarkıcı, Sanatçı): %25
Yapım Şirketi: %30
Söz yazarı: %5
Müziği yapan kişi: %5
Bu hizmeti sağlayan teknoloji kurumu:%10
GSM operatörü: %7
Vergi:%18

Neden söz yazarı ve müzik yapan kişi bu kadar düşük denirse, zaten o ürünler söz yazarından belirli bir ücret karşılığı satın alınıyor ve müzik yapan da ücretini alıyor. Bu yüzden mevzubahis şarkıyı yapanların ücretlendirmedeki oranı düşük olacaktır. Bir mp3 bedeli olarak 1 TL'nı gayet uygun bir fiyat olarak belirledim. Faturasız hatlarda bunun karşılığı 6 kontöre denk geliyor. İki kontörü de GSM operatörünün hizmeti maksadıyla verdiğimizi düşünürsek bir şarkı için 8 kontör verilerek o şarkı çatı kuruluşun internet yapılanmasından gayet rahat biçimde indirilebilir oluyor.

Ne kadar yoğun kullanılır bilemem Türkiye'de 8-10 milyon arası internet kulanıcısı oluğunu varsayıyorum. Bu oranın %10 luk bir kesmi bile haftada en az bir şarkı indirebilecek kadar kontör harcayabilecek düzeyde kullanıcılar veya faturalarına 1 ytl ek ücret kondurabilecek düzeyde. Bu nedenle haftada 850.000 civarı şarkı indirilebileceğini düşünüyorum. Kolaya kolayla karşılık verebilmek derken kastettiğim bu. Bu sayede şaçmasapan forumlarda rar şifreleriyle boğuşan kullanıcılar kendilerini ondan da kolay olabilecek böyle bir yönteme hem de yasal olmasının getirdiği vicdani yükün de etkisiyle yönlendireceklerdir. Kullanım yaygınlaştıkça pazar da büyüyecektir mutlaka. Burada bir şarkının indirilme sayısını ölçebilmek için youtube videolarındaki izlenme sayılarını baz alıyorum. Örneğin bu yazın hiti olan Serar Ortaç'ın Şeytan şarkısını göz önüne alalım. youtube da 3 milyona yaklaşan bir izlenme oranı var. Bu durumda böyle bir sistemden indirilme sayısı da 1 milyonu bulacaktır diye tahmin yürütüyorum. Tabi ki görüşlerim sadece tahminde kalıyor çünkü böyle bir sistemin ne getirip götürüğünü ölçebileceğimiz bir örnek yok. 1 milyon indirilmede toplam pazar, o şarkı için 1 milyon tl olackatır. bunun 250.000 tlsi bizzat şarkıcıya(örneğimizde Serar Ortaç oluyor) 300.000 TL'sı yapım şirketine, 100.000 TL'sı bu hizmeti sağlayan kuruluşa 50.000TL'sı şarkının söz yazarına, 50.000TL'sı müziğini yapan kişiye, 70.000 TL'sı GSM operatörüne, 180.000 TL'sı da devletin kasasına gidecektir. Sadece bir popüler şarkının getirisi bu sayılar.

Peki internet hızları yükseldi, artık insanlar tek şarkı yerine albümün tamamını indirmek istiyorlar. Buna nasıl bir çözüm yolu izleriz. Elbette ki albümü toptan indirmeye olanak sağlayarak. Elbette ki ücretlendirmeyi de o oranda yükselterek. Tabi ki 10 şarkının olduğu bir albüme 10 tl fiyat biçemeyiz. Çünkü o zaman tek tek indirmekten bir farkı olmaz ücret olarak. Biraz daha düşürülmeli ki toplu indirip bir defada daha fazla para verilmesi sağlansın ve indiren kişi de bir miktar kazançlı çıksın. Benim bu konudaki tahmini fiyatım 8 tl. Faturasız hatlar için 45 kontör civarı bir ücrete tekabül ediyor. İndirilme orantıları nasıl oluşur şimdiden öngörmek zor elbette fakat merak da etmiyor değilim.

Burada değinmek istediğim nokta şuydu aslında. Kolaya kolay ile karşılık verilmeli, onu engelleyerek değil. zaten insanlar daha kolay yolunu siz bulmuşsanız size doğru meyledeceklerdir. Bu tarih boyu böyle işlemiştir. İnternete adapte olmaya çalışan müzik piyasası daha emekleme döneminde sayılır fakat ben ilerisi için bu konuda umut görüyorum oldukça. Herkese iyi günler diliyorum.

Hiç yorum yok: