12 Nisan 2009 Pazar

Festival Günlüğü (Tulpan, El Nino Pez, Flammen & Citronen)

Efenim festival tüm coşkusuyla devam ediyor. Bu repliği de içeren festival tanıtım filmini oldukça beğendiğimi söylemek isterim bu yıl. Sonlara doğru emek sinemasındaki, yer gösterici abinin çıkması ise güzel bir düşünce olmuş. Neyse efenim festival kapsamında dün Tulpan ve Elnino Pez(Balık Çocuk), bu sabah da Flammen & Citronen i izleme şansım oldu.

İlk film olarak dün seyretme imkanı bulduğum Tulpan'dan bahsedeyim. Bir çok festivalden ödülle dönmüş bu yapımdan ben de girmeden evvel oldukça büyük beklentiler içerisindeydim. Nitekim beni hayal kırıklığına uğratmayarak beklentilerimi karşıladı. A Nyomozo'nun bir gün önce zirveye oturduğu "festival kapsamında gördüğüm en iyi filmler" listemde(böyle uzun isimli liste olmaz olsun) zirveyi zorladı diyebilirim. bir süre kararsız kaldım acaba A Nyomozo'yu zirvende indirebilir mi diye. Nitekim çok yakın puanlarla A Nyomozo zirvedeki yerni korurken Tulpan'ı ikinci sıraya yerleştirdim. Film Kazakistan'ın iç topraklarında geçiyor. Her yer step ve bozkır. En yakın şehir 500 km uzakta. Bu topraklarda göçebe yaşamın yanısıra hayvancılıkla geçinen bir aileye konuk oluyoruz. Asa, ablası, ablasının kocası ve onların üç çocuğundan oluşan bir aile. Asa, gerçekten hayvan bakımı otlatma gibi konularda son derece yeteneksizdir fakat artık yaşını başını da almıştır. O yöreye göre evlenme çağındadır. Civardaki tek evliliğe uygun aday ise Tulpan isimli hatundur. Bir yandan bu hikayeye girerken aslında birbirine yedirilmiş bir çok katmanı bulunan konuyla güldürmeyi başaran, zaman zaman derin düşüncelere daldıran, kültüre pek yabancı olmadığımız için de anında içine çekebilen bir film Tulpan. Filmi izlerken kafama takılan bir başka düşünce ise, bu filmin sürekli ödül almasının nednelerinden biri Kazakistan'da bozkırda geçiyor olması diye düşündüm. Bu film Almaata da geçseydi pek bir isim yapabileceğini sanmıyorum. Genelde batılı ödül vericilerin doğu filmlerini izlerken farklı şeyler görmek istediği kanaatine kapıldım. Şimdi derin derin açmayayım ama biraz da kızdım kendilerine. Hoş..tavşan dağa küsmüş :) Başka gösterimi kaldı mı bilmiyorum ama fırsatınız varsa mutlaka görün efenim.

Dün izlediğim ikinci film ise Gümüş Ülke Altın Sinema: Arjantin temasına dahil olan El Nino Pez(Balık Çocuk) isimli filmdi. Arjantin teması kötü film çıkarmıyor diyebilirim. Yine beğendim ama en iyiler arasında gösterecek kadar değil. Yine de eli yüzü düzgün film denir ya, aynen öyle. İyi bir film. Açıkçası Saving Face isimli filmde iki genç kızın fırtınalı aşkı temalı yapımlar kotamı doldurmuştum bir iki yıl önce. Zaman zaman saving face'i hatırlatsa da kendi duruşunu ortaya koyabilmiş film. Öte yandan genç kızların ikisi de oldukça başarılı oyunculukları ile göz dolduruyorlar. Bir de filmin sonunu pek beğendiğimi söylemek isterim.

Bu sabah izlediğim film ise bir çok ünlü simâyı da salonda filmi izlemek üzere yerini almış olarak gördüğümüz Flammen & Citronen isimli filmdi. Bunda pazar sabahı olması ve "yönetmenin katılımıyla" şeklinde yayınlanması planlanmış olmasının etkisi büyüktü elbette. Yalnız yönetmen değil de filmde Ateş rolünü oynayan abi gelince şaşırdık biraz. Neyse efenim filmi ben pek beğenmeim genelin aksine. İkinci dünya savaşında Almanlara teslim olup topraklarını savaşmadan açan Danimarka da geçiyor film. Özgürlük birliği hareketi vasıtasıyla ve İngilizlerden de gelen yönlendirmeler sonucu, kilit pozisyondaki Nazileri öldüren Ateş ve Citronen in çevresinde geçiyor film. Bir çok benzer film gibi, şaşırtıcı sürprizlerle dolu olan filmde sevdiğim yön, ikinci dünya savaşı temalı propoganda filmlerinin aksine Almanları sürekli yerden yere vurmamasıydı. Onun haricinde ekstra hiç bir şey göremedim ve aynı tarzda çok daha başarılı örnekleri bulunan bir yapım olarak niteliyorum kendisini.

Salı gününe kadar festivale ara veriyorum efenim. Malum sınavlar dolayısı ile yarın İzmit'te olacağım. Herkese iyi günler diliyorum.

2 yorum:

y. dedi ki...

nerde bizim pazar şarkılarımız teletabi :(

teletabi dedi ki...

Bu sabah koyacaktım ama, sinemaya gitmek üzere evden çıkmadan önce bilgisayarı açtığımda elektrikler kesildi. Dolayısı ile internet bağlantısı da kesildi..Sinemadan geldiğimde öğleden sonra olmuştu. Öğleden sonrayı da "geç" olarak nitelediğim için bu hafta kaldı..Bir aksilik olmazsa gelecek haftadan itibaren pazar şarkılarımız geri dönecek.. :)