6 Temmuz 2009 Pazartesi

Büyüklük Üzerine (06.02.2007)

Büyüklük üzerine bir yazı bu. Ne yaşça büyüklük, ne de fiziken iri olma durumunu niteleyen büyüklük. Lider sıfatını almış kişilerin özsalgısı olan büyüklük bu.

Liderlik kavramını dibine kadar çekip, yaşayıp, yaşatıp, “hevesini” almış olanların, yani liderleri gözlediğinde bu sıfata gerçek anlamda “yazıdaki tanımlanmış gerçelliğe dair mealiyle” erişebilineceğinin kolerasyonunu yaptıkları söylenebilir. Refleks olmalı bu aslında, yapmayı istemezler mevzubahis değerlendirmeyi. Olabilirliği düşük bir lider adayı bazen öylesine zıvanadan çıkarır ki, kıyaslamayı istese de, istemese de yapar eskiden liderlik vasfına nail olmuş ve gerektiği kadar hevesini alıp yorulmuş olan şahıs. En kötüsü de bu adayın yüzüne söylemektir olabilirliğinin düşük olduğunu. Her durumun olası sonuçları meydana gelebileceği için, her zaman bu sonuçları düşünmeye ya da idrakında canlandırmaya başlar “görmüş” lider ve sonra sonuçların sonucu gerçekleşebilecek olası durum veya vukuları göz önüne alır. Göz önüne alınan ikinci nesil durumlar da bir sonuç ya da –ki her zaman birden fazla sonuç vardır- daha fazla sonuç doğurabileceğinden ortaya çıkan yeni durumları ve sonuçları düşünmek durumunda kalır. Kalmaz, öyle düşünmesi gerekliliğinin zorunluluğunu hisseder. Kısacası, eski lider şahıs, bir reaksiyonu başlattığında, önem derecesi ne olursa olsun sonuçları kafasının içinde bellidir. Bu nedenle söylemek, lider adayına düşük ihtimalini lider olabilirliğinin, bir çok sonuç ve durum ortaya çıkaracaktır. Kalp kırmamak için söylememezlik etmez bir lider. Usulünde söyler. Gereksiz olduğu için söylememezlik eder. Eski lider, emri vaki etmemeyi bilir. Gücünü kötüye kullanmak durumunun bilinçliliği dışında olarak etmez. Zaten “kötü” sıfatının genelgeçer bir tanımı için izafiyet kavramına ihtiyaç oluğundan, genel için iyi, kötü, güzel veya çirkin kanaati getirmemeye gayret etmesi gerektiğinin bilincindedir. Ne var ki, lider sıfatlı kişi belli özellikleri bünyesinde bulunan bir kümeye dahil insanların oluşturduğu bir grupta mevcut olabilir. Derine inilirse aslında insanların “inanmak” zorunlulukları ve saplantıları neticesinde doğmuş bir olgudur liderlik. Birini lider olarak uygun görürler ve ona inanırlar, itaat ederler. Hiçbir lider yoktur ki, kendi kendini lider ilan edebilsin. Liderin, lideri olduğunu iddia ettiği gruptaki bir kişi bile lider olarak görmüyorsa onu, liderlik sfatı elinden alınmış demektir.

Büyüklük bu nedenlerle bir liderin özsalgısı olan mecazdır.

6 Şubat 2007
Akçakoca/İzmit

Hiç yorum yok: