24 Ocak 2009 Cumartesi

Kısa Kısa Serisinden..

*Efenim bu güzel cumqrtesi öğleden sonrasından herkese merhaba. Umarım keyifli bir haftasonu geçiriyorsundur sayın okuyucum. Neysse efenim, Ev arkadaşımın Marmara Üniversitesini kazanıp da İstanbul'a gelen bir yiyeni var bu sene..Ona çoğu zaman baktığımda eski beni görüyorum. Sanki yapacağı doğruları, hataları biliyormuşum gibi hissediyorum. hoş elbette ne söylesem aynı hata veya doğru davranış her halükarda olacak. Ne demiş sevgili Lost ekibi "you can t change the past.." yaa yaa

* Dün gece garip bir aydınlanma yaşadım. Yani bunu nasıl anlatsam bilemiyorum. Son bir aydır adeta kapana kısılmış hisediyordum kendimi ve sanki hayatım boyunca böyle devam edecek diye düşünmeye başlamıştım. fakat dün gece...aniden..birden.. bu durumun geçici olduğunun farkına vardım. Yani elbette yakın arkadaşlarım daha uzuuun bir süreç var önünde, hayat uzun bir yol şeklinde öğütler verse de insanın buna kendisi inandığı o "an" tamamıyla farklı oluyor. Bu aydınlanma nedeniyle fena halde huzurlu bir haftasonu geçiriyorum. Durumu sevgili arkadaşım marika'ya alattığımda bunun nedenini Lost olarak belirledik. Bir süredir bezmişlik olduğu için üzerimde, kafamı yorabildiğim ufacık bir konu bile yoktu. Ta ki lost gelip çarklar çalışmaya başlayana dek. düşünce mekanizması harekete geçmeye başlayınca Lost'a kafa patlatmaktan ötürü, ısınmaya başlayan kafa daha hızlı çalışıyor sanki dslfasldfklsadflksalşflşksdfklşsa. her ne olursa olsun, isterse sıçıp sıvasın sonunda, bu dizi iki kez hayata dair ilgilenebileceğim şeyler çıkardı karşıma. İlk seferde yoğun aşk acısından farklı bir şey düşünebilmeme temel oluşturdu. İkinci sezonun ortalarıydı Lost'u keşfettiğimde. İyi ki keşfetmişim. Şimdi de yoğun ekonomik buhranın da getirdiği sıkıntılı yaşama dair yeni bakış açıları geliştirmeme ön ayak oldu.

* Severen takip ettiğim bloglardan biri de gök günce isimli astronomi ve uzay bilimine dair yazıların yer aldığı blog. Orada gördüğüm bu videoyu ben de paylaşmak istedim. 2008 yılından merkür, mars, venüs ve satürn e dair en etkileyici fotoğraflardan oluşan bir derleme video.

Riding with Robots - Best of 2008 from Bill Dunford on Vimeo.

* elbette o akdar referanstan sonra muhteşem geri dönüşü ile Lost'u da anmamak olmaz. Grift senaryo yapısının ustaca işlenip, bu açılışta adeta show yaptığı bölümler izledik. Hayranlık duymamak mümkün değil. Teorilerime gelince, sözlüğe de yazdım, benjamin linus ve desmond'ın dizi boyunca hiç karşılaşmamış olmaları durumu bu iki bölümde de devam etti. Kesinlikle çözüm noktalarından biri bu ikili arasındaki ilişki olacak. Benjamin abimiz, Jack dallamasına adaya geri dönecekleri sayarken(Kate,Sayid,Hurley,Sun) desmond ı saymıyor. Ya desmond ı hiç bilmiyor ya da çok daha büyük bir bağ var aralarında. Bölüm sonundaki medyum ablamız ise, foucault sarkacı prensibi ile adanın o zamanki exact yerini tespit etmeye çalışıyordu diyebiliriz. Benim zaman konusundaki teorim şöyle, ada üzerindeki zaman adanın dışarıya göre zaman atlamasından farklı. Yani iki farklı zamanda yolculuk var bu sistemde. Biri adanın kendisi. Dış dünyaya göre olan zamanda farklı yerlere atlıyor ve kendini deli gibi ordan oraya dağa taşa vuruyor konum olarak. İkinci zaman atlama ise adanın kendi içinde. Yani Sawyer, Faraday ve juliet in ekibinin yaptığı zaman yolculukları. Bir şekilde 70 saat sonra ada tam olması gerketiği zamanda ve olması gerketiği yerde olacak. Bu tamamen unique bir durum. Faraday'e gelince, bölümün başında onu dharma da görünce oldukça şaşırdık ama bölüm sonundaki düşüncem Faraday'in charlotte a bir sabit bulmak için orada oldugu şekline geçti. Faraday'in adaya ilk geldiğindeki hafıza sorunlarına benzer sorunları charlotte un yaşamış olması onun mutlaka bir sabite ihtiyacı oldugunu gösteriyor. Peki Faraday ne için Dharma zamanına gitti. İşte burada Charlotte'un, namaste amcamız doktor marvin candle ın kızı olabileceğini düşünebiliriz. Ya da desmond ile yaptığı konuşma neticesinde Charlotte'un faraday'in annesi olabileceğini..Aşktan farklı bir ilişki ile birbirlerine yaklaştıkları belliydi en baştan beri. Eğer Charlotte, Faraday'in anesi çıkarsa şaşırmam artık....Bir de John'un pusulası var. Richard zaman atlamaları esnasında onu kendisine verdi. Hatırlarsak geçen sezon bir bölümde Richard, John'un çocukluğuna giderek önüne serdiği bir kaç materyalden birini seçmesini istiyordu ve "bunların hangisi zaten senin" diyordu. İşte o materyaller arasında bu bölümde John'a verilen pusula da var....Görünen o ki zaman yolculugu sayesinde adanın merak ettiğimiz sırlarını öğreneceğiz. Black Rock gemisini, "the incident" ı. Adanın özelliğini....... bir ayrıntı daha vardı bu bölümde. İlk sezonda Boone'un ölümüne neden olan Mr Eko'nu kardeşi Yemi'nin uçağının adaya düştüğü zamana da gittik. John o esnada Ethan tarafından vuruldu. birinci sezonda da tam olarak aynı yerde bacağında bir sancı hissediyor ve bu nedenle yukarıya boone çıkmak durumunda kalyordu. Nefis bir ayrıntı olmuş ama o uçağın düşmesi sahnesinin sadece bize zamanda yolculuk yapıldığını kesin olarak göstermek için kondugu kanaatindeyim..Neyse efenim daha söylenecek çok şey var elbette..Şimdilik burada keselim.

* Çok sevdiğim bir pazar şarkısı seçtim yarın için. Herkesi güzel bir kahvaltı hazırlamaya çağırıyorum..Ben de uzun süredir görmediğim, üniversiteden how i met your mother tandansındaki arkadaş grubum ile İzmit'te buluşacagım kahvaltı için. Üniversiteden sonra her birimiz İzmit'ten ayrılmıştık fakat böyle bir buluşma için elbette İzmit ve sürekli kahvaltı yaptığımız köydeki cafemiz tercih edilmeliydi. Herkese sevgiler, iyi haftasonları efenim.

Hiç yorum yok: