3 Mayıs 2009 Pazar

Kısa Kısa

* 1 Mayıs'ta göstermelik biçimde taksime girildi. Ben ise istiklalde oturmama rağmen taksime iki adım yürütmedi sevgili güvenlik güçlerimiz. Sabah koyulan barikatlardan sonra istiklalin içine hapsolduk adeta. Ne kadar mücadele etsem de istiklal den taksime çıkamadım. Bunun üzerine emektar easyshareimi basın kartı olan arkadaşıma verip yolladık onu. Öte yandan, istemesine rağmen katılamayan insanların olduğu ve tamamıyla göstermelik bir taksim girişiyle geçen bir mayıs elbette ki amacına tam anlamıyla ulaştı denemez benim açımdan. Bir yanda kortej pangaltıdan Taksime ilerlerken, vitrinde hiç bir müdahalesi yoktu polisin fakat her ara sokakta kortejle birleşip bu coşkuya ortak olmak isteyenler sert biçimde engellendi. Umuyorum ki çok yakında, bıkmadan, yıllardır sergilenen bu mücadele neticesini verecek ve hep birlikte taksimde, on binlerce kişi bir mayıs marşını söyleyeceğiz bir ağızdan.. Yine de "yıllardan sonra, yollardan sonra şarkılar söylüyor çocuklar" derken kulağımda derya abi, gözlerim dolmadı desem yalan olur..

* Bugünlerde fena halde huysuzum. Önceden bir şarkıdan aldığım hazzı karşımdakiyle paylaşmak istedim coşkuyla ya da izlediğim bir filmde duydugum o hissi. Şimdi..sadece..yoruluyorum ve lojik devrelerdeki "don t care" elemanı gibi hissediyorum.

* Yarın ya kazanda ya da Taksim de Beşiktaş - Fenerbahçe maçının cokusunu yaşayacağız. Bir hafta aradan sonra heyecanımız yine geri döndü..

* Bir süredir üzerinde ugrastığım işleri bitirmiş olmanın rahatlığı içerisindeyim. Bu ferahlık hissi gerçekten...güzel..

* Birisi en sevdiğin şiir ne derse Orhan Veli'nin şu kelimelerini söylerdim;
"Gemliğe doğru, denizi göreceksin.
Sakın şaşırma.."

* Bazı mekanlarda, konuştuklarını tüm cafeye dinleten hatunları arada seviyorum arada sevmiyorum. Geçenlerde kahvaltı ettiğim yerde hanımkızceğizimiz eski erkek arkadaşıyla ayrılık sonrası buluşması gerçekleştirmiş. Anladığım kadarıyla hatun kişi vermeyince çocuk kendisini terketmiş. Bunun üzerinden kalkamıyorum ben kolay atlatamıyorum diye mekandaki tüm müşterilere dinlettiği duygu sömürüsünden sonra oğlanı gidip "aferin evladım, doğru kararı vermişsin" diye tebrik edesim geldi. Bi sus la kadın, bi sus.

Hiç yorum yok: