13 Aralık 2008 Cumartesi

Perfectly Exact #8

“Hoş geldin” derken ukala ve kendini beğenmiş tavrı her halinden anlaşılabiliyordu A’nın. Kapıdan içeriye C ile birlikte giren BK ilk başta biraz şaşkın ve heyecanlı olmasına rağmen şimdi bu hislerini geri plana itmiş gibi görüyordu kendini. Karşısında ülkenin en zengin ailelerinden birinin 25 yaşındaki genç üyesi, muhtemelen geleceğin sahibi olan A, beyaz üzeri oldukça mat kahverengi dikey çizgili gömleği, uygun pantolonu ve elinde yarıya kadar içilmiş kırmızı şarap kadehi ile geniş koltuğunda oturuyordu. Bir yandan çok da etkilenmiş gibi görünmek istemeyen BK gözucuyla hemen arkasında, kendisine çok yakın duran C’yi hesapta bulunduruyordu dikkatli izlemek yerine.

“hoş buldum” diye hareketlendi BK. Daha doğrusu, bir hamle yapacağı duygusu hissettiren söyleyiş biçimi sonrası normalde hareketlenmesi gerekirken sadece başıyla küçük bir selamlamayı seçti. Koltuğun yanında duran sigarasını yakmasının akabinde gözlerine duman kaçmaması için refleksleri harekete geçip kafasını ani hareketle yukarıya kaldıran A söze girmeyi yeğledi.
“Sanırım gelirken C, kulağına bir şeyler fısıldamıştır.” Bu sözü duyan C de yüzüne arsız bir gülümseme takınarak “Evet hem de kendimi sıka sıka son derece üstü kapalı biçimde.” Dedi. Bu şekilde bahsetmekten rahatsızlık duyduğunu belirten açık ifadesiyle de “gerçekten zordu” diye ekledi. Hafifçe C’ye doğru gülümseyen A’ya bakan BK “ilgimi çeken birkaç şey söyledi” diye çekincesinin yanında merakını da belli etti. Sigarasından çektiği dumanı dışarıya veren A, ciddi bir tavır takınmak için hafifçe öne doğru eğilerek konuşmaya başladı.
“Durum şu; geçenlerde bir dergiye verdiğin pozlar gözüme çarptı. Gerçekçi olmak gerekirse fazlaca tahrik olduğumu belirtmek isterim.” Arkadan yine heyecanla söze giren C “Emin ol fazlaca derken….FAZLACA oldu.” dedi gülümseyerek. Yeniden ciddi tavrına dönen A sözlerine devam etti. “İşin özü şu ki, seninle sevişmek istiyorum. Elbette eğer sen de istersen.” Bu kadar da açıkça belirtmesini beklemeyen BK, gözlerini şaşırdığını belli ederek açtı. “Şaşırdığını biliyorum” diye sakinleştirici etki bırakmak istedi A. “Sadece” duraksayarak sözlerine devam etti BK “bu kadar açıkça söyleyeceğini tahmin etmiyordum. Biraz kur yapma olacağını düşünürdüm en azından sevişmek için”. Bu sözlere de A şaşırmıştı. “ Bundan daha iyi olduğunu biliyorum. Sevişmenin kendisini sevdiğini sanıyordum. Senden, en önemlisi SENDEN bunun için önkoşul olarak çeşitli oyunlar beklemezdim.”

Yerinden doğrulan A gözlerini tamamen karşısında duran BK’ya çevirdi. Aynı zamanda arkasına iyice yaklaşan C, BK’nın saçlarını koklamaya başlamıştı.

“Öncelikle sana para teklif etmeyi düşündük C ile. Fakat bunun sana karşı bir terbiyesizlik olacağında karar kıldık. Biliyorsun çok yüksek bir para ile ayrılabilirsin buradan. Fakat böyle yapınca hem sevişirken sana duyacağımız saygı yok olacaktı ki bu pek içinde bulunmak istemeyeceğin bir durumdur emin ol, hem de isteyerek sevişmeyecektik. Sen de ben de.”
“Direk konuya girmek ne demekmiş en detaylısını burada görüyorum sanırım” dedi BK. Sözlerinde biraz rahatlamışlık hissi görmezden gelinemezdi. Bu rahatlamada da saçlarında ve omzunda çenesini gezdirip bir elini de belinde dolaştıran C’nin eylemlerinin etkisi görmezden gelinemezdi.
“Elbette az önceki sözlerim birkaç konuyu belirsiz bırakmış durumda. Daha doğrusu yetersiz bir açıklama olduğunu düşünüyorum. Örneğin madem bu şekilde sana duyduğumuz saygıyı belirttiysek, bu teklifi geri çevirerek saygınlığı daha da arttırabileceğini düşünebilirsin.”
“Anlamadım”
“Aslında temel şu. Sadece ama sadece sevişmek istediğin için sevişmeni istiyorum ve senin de sevişmeyi sevdiğini biliyorum. Para isteyebilirsin, istemeyebilirsin. İstemeyip sevişmeyi kabul edebilirsin. Ama para almayarak sevişmeyi kabul etmen de saygı duyma içgüdüsüne dayanmamalı. Öte yandan, madem ki bu kadar para kazanma şansın var. Kabul etmiyorum deyip çıkabilirsin. Ama kabul etmeme nedenin, istememen değil de sadece para alamama durumu ise tahmin ettiğim gibi karakterli çıkmadığını düşünürüm. Yani para almak istemek fakat para alarak seviştiğinde muhtemelen son derece canını sıkacak ve seni aşağılayacak bir sevişmeyi istememek ve asıl neden para alamaman olmasına rağmen sanki istemiyorum da sevişmiyorum intibası yaratmaya çalışman.”
“Pek takip edemedim.” Diye bu uzun açıklamadan yeterince anlam çıkaramadığını ima etmek istedi BK. Öte yandan, az önce çenesinin dokunduğu omuzlarına dudaklarının değmeye başladığı ve az önce belinde dolaşan elin eteğini hafifçe kaldırıp bacaklarını okşamaya başladığı C’nin de etkisiyle dudaklarını ısırmaya başlamıştı.
“Karar senin” diye koltuğuna oturan A sigarasının uzamış küllerini etrafa dökerken bir yandan da kadehine uzandı.
“Kabul et. Zevkli olacak” diye kulağına fısıldadı C. Şehvetli ve gerçekten yanmakta olan bir sesti. C’nin etkisiyle gözlerini kapatıp bir süre kendi dünyasında dolaşma başlayan BK, gözlerini açtığında “pekala” diye fısıldayabildi sadece. Onayı aldığını belirterek gözlerini A’ya karşı açıp kapatan C, A’nın “Ne zaman Sanaa’ya hareket etmemiz gerekiyor” sorusuna boşta olan elindeki işaret ve orta parmağını kaldırarak iki saat olduğunu belirten işaretini gösterdi. A bir yandan kalan süreyi de göz önünde bulundurarak “bir buçuk saatlik zevk için bu kadar uğraşmaya değer miydi?” diye içinden geçirdi. Fakat ayağa kalkıp BK’nın yanına doğru giderken onun çoktan C ile öpüşmeye başladığını görünce bunları unuttu..

Hiç yorum yok: