24 Aralık 2008 Çarşamba

Sigara Antolojisi

Yaklaşık 7 yıldır sigara kullanan biri olarak, kullandığım sigaralrı ve karakteristikleri anlatmak istedim bu akşam. Kimini uzun yıllar kullandım, kimini bir iki ay kadar ama hepsinin kişiliğini tanıma fırsatı buldum.

Parliament: Sigara dünyası içerisinde en özenilen sigara budur herhalde. Bana göre Marlboro'dan bile oldukça yüksek bir karizması vardır. Bir defa şimdilerde yirmili yaşların ortasında olanlar için Parliament Pazar Gecesi Sineması diye bir efsaneye denk gelir. Rengi de kendisiyle özdeşleşmiştir bu karakterimizin. PArliament mavisi denen bir renk var. Parliament, metropol hayatının en iyi yerleştiği imajın sahibi diyebiliriz herhalde. Hani İstanbul beyefendisi derler ya, belki parliament içmez pipo içer ama parliament sigaralar arasında istanbul beyefendisi tanımının nezaketini ve zerafetini almış, doğal bir duruşa sahip kendisi.

Birinci: Lassie, Sivas kangal karşılaştırmasının sigara dünyasındaki tarafı diyebiliriz Birinci için. Başlı başına klasik bir sigaradır. ayrıca benim de ilk denediğim sigaraydı kendisi. Birinci'ye, filtresiz oluşuna, kötü tadına rağmen bu ehemmiyeti kaznadıran şey elbette ki bir çok insanın geçmişinde kendine yer bulmasıdır. Birinciyi kimse rakip olarka görmez kendine sigaralar arasında fakat ona her zaman büyük saygı duyulur. Parliament ile birlikte saygınlığı sorgulanmayacak karaktere ve geçmişe sahip olan Birinci, artık bu işlerden elini ayağını çekmiş, büyük bir yakın dövüş sanatının eski ustası niteliğinde köşesinde erbab olarak şimdiyi izler. Küçük bir göl evinde yaşar. Emekliliğin tadını çıkaran büyükbabadır.

Marlboro: Pek kullandığım sigaralardan değil marlboro. Geçenlerde yazdığım taraf tutmak yazısında da ben Parliament tarafında olduğumdan marlboroya ısınmam mümkün değil. Yine de ligdeki yeri açısından bir kaç kelam etmek uygun düşer. Rakiplerimi sevmesem de her daim saygı duymuşumdur. Zaten saygı duyulmasa o bir "rakip" olmaz. Marlboronun yapısı biraz serttir. Nasıl ki Parliament'e beyefendi diyorsak Marlboroya da biraz sonradan görme denebilir. Onun adı bir zamanlar zenginlikle özdeşti. Hatta sigara içen grup bir araya geldiğinde "oo bir malbuş(bu ne demek lan) ver de ciğerlerimiz bayram etsin." sözlerinden de onun bu ligde yüksek yerde durduğu su götüremez. Öte yandan zaten kendisinin imajı, bir kovboy olan countryside adamı Marlboro Man'den gelir. Kırsal kesimdeki zenginlik ölçüsü olmasının bilinçaltı nedenlerinden bir ide budur elbette. Fakat metropolde Parliament öne çıkar.

Maltepe: Maltepe baba sigarasıdır. Karizması da bir baba gibi sıcaktır. Yurdumun hani yüksek eğitim görüp iyi yerlere gelmeyen, asgari maaşlarla çocuklarını okutmaya çalışıp "ben çektim o çekmesin" diyen aile babaları gibi sıcakkandır. Sunay Akın'a sözü bırakmak en doğrusu burada;
"..Yanlış duydun seni değil,
Organlarımı bağışladım.
Ben ki öptüğüm ilk dudakta,
Traş olmuş baba yanağının kokusunu bıraktım.."

Winston: Halk arasında öğrenci sigarası da olarak bilinen bu sigarayı ilginçtir ben de öğrencilik hayatımın önemli bir bölümünde kullandım. bu biraz deli kan barındırır bünyesinde, ya da kanı kaynayan bireydir. Gençtir kısacası. Eğer sigara liginde, dert ortağı olabilecek bir ürün varsa o da bu sigaradır. nice gencin, o gençlik dönemlerindeki lise ve üniversite aşklarına ortaklık yapmıştır. Dolu doludur ama ruhu çok gençtir. Belki de bu yüzden en çok tercih edilir rakı sofrasında iki kelam dertleşmek için. Bu sigara her zaman duyguları maddiyatın önüne koyabilir.

Samsun: Maltepe'nin biraz daha farklısı. Temel olarak aynı karakterdedirler, örneğin maltepe baba ise samsun da annedir. Dünyaya bakış açıları, fikirleri, düşünceleri, geleceğe dair umutları aynıdır. Çabaları benzer hatta çoğu zaman aynı amaç uğrunadır. Eğer aile sohbeti yapmak istiyorsanız, çayınızın yanına almanız gereken sigaralar Maltepe ve Samsun ikilisi olabilir.

Murattı: Son yılların parlayan yıldızı Murattı, kendine ait karakter oturtma aşamasında sıkıntılar çekmekte biraz. Onu şöyle tanımlayabiliriz, Parliament nezaketinden ve winston kanından muhteviyatı olan bir kokteyl. Gençtir ama derde şark yaklaşımıyla ortak olamaz. Zariftir fakat beyefendi olacak kadar yaşlı değildir. Öğrencilk hayatımda winstondan sonra bir buçuk yıl kadar kullandığım bu sigara yine de kişiye yakındır.

Tekel 2000: Bu sigara yurdum esnafıdır. Sabah dükkanını açan, yan dükkanın sahibiyle tavla atan, sokakta halkla beraber yaşan ürün Tekel 2000'dir. Ama öyle esnaf dediysem dükkanı sadece kendi işleten esnaf değil. Dükkanında 3-6 arası çalışanı bulunan küçük boy işletmenin patronudur. öyle çok da patronumsu takılmaz tabi ki. açlışanlarına karşı bir abi edasındadır. Profesyonellik falan yoktur böyle işletmelerde. "Ahmet Abi" dir ne bileyim efendim "Cevdet Amca"dır. Mesela o işlek caddede bir olay mı oldu hemen ilk müdahaleyi bu abi yapar. Öyle de candır.

Pall Mall: Son olarak şu sıralar kullandığım sigaraya gelelim. Bu sigara da son dönemlerde popüler olmştur fakat uluslarası liglerde tanınırlığı yüksektir. Renk renk paketlere ayrılan bu ürün, hayatı hangi modda yaşarsanız ona uyarım ben diyen bir onaylayıcıdır. "Öyle abi" der bir önerme yaparsanız. Adeta bir cevat abidir. Kırmızı paketi candır.

9 yorum:

dizi günlükleri / Bilir Kişi Raporu dedi ki...

Teletabi,

Çok güzel derleme olmuş. sigaralarda Pall Mall ve Viceroy nasıl okunur geyiği vardır. Yıllarca Pol Mol ve Vaysroy demiştim, bir kaç filmde duyunca Pal Mal ve Viseroy olduğunu kavradım sonra:)

Bir de tüm ideolojik şeyleri bir kenara bırakıp Marlboro Light'ı dene, harbi Malbuş gibi kanka bir tadı var:)

Sifarayı bıraktım ama favori sigaralarım Marlboro Light, Winston Kırmızı ve Winston Light'tır, bir arada Chesterfield'in Turkish Gold ve Özel baharatlı serisine sarmıştım, nasıl da farklı ve güzeldi tadları ya baharlı olanların.

Bu arada Tekel 2000'i görünce hatırladım, zamanında bizim yakınlarımız Tekel 2000'in jelatin folyosunu biriktiriyorlardı 2000 tane mi ne biriktirince tekerlekli sandalye veriyorlardı, tekerlekli sandalyeyi alıp ihtiyaç sahiplerine vermişlerdi.

Bu da benim sigara derlemem:)

teletabi dedi ki...

teşekkür ederim dizigünlükleri.

marlboroya alışabileceğimi sanmıyorum. karakteristik olarak ters maalesef bana. tadı ne kadar güzel olsa da ne yapar eder bir kusurunu bulurum. :)

şahane bir derleme olmuş bu arada, tekel2000 e dair bilgiler özellikle.

ranini dedi ki...

süper istikrar hissettim kendimde :)) 1990 yılından beri aynı sigarayı içiyorum çünkü ...

teletabi dedi ki...

Hangi sigarayı kullanıyorsunuz acaba efendim.?

tuğçe dedi ki...

şahane analizler bunlar :D

teletabi dedi ki...

sağolunuz efenim. :)

Adsız dedi ki...

İçmeyin sigara migara falan be ya :)

tuğçe dedi ki...

ben içici değilim, gözlemciyim sadece.. :)

Adsız dedi ki...

Aman içme sakın :)